okunma
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun yürüttüğü soruşturma kapsamında, İsrail Çevrimiçi Operasyon Birimi adına faaliyet gösterdikleri belirlenen 34 şüpheli, 2 Ocak’ta İstanbul’da 15 ilçe ile Ankara, Kocaeli, Hatay, Mersin, İzmir, Van ve Diyarbakır’da belirlenen 57 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonda yakalanmıştı.
Operasyonda, şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda 143 bin 830 avro, 23 bin 680 dolar, muhtelif miktarda farklı ülkelere ait nakit para, ruhsatsız tabanca ve çok sayıda fişek ile dijital materyale el konulmuştu.
Şüphelilerin emniyetteki işlemleri 4 gün sürmüş, sağlık kontrolünün ardından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesine sevk edilmişti. Şüphelilerden 26’sı, “siyasal veya askeri casusluk” suçundan tutuklanmaları talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilirken, 8’i ise sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresine teslim edilmişti.
Nöbetçi sulh ceza hakimliği, şüphelilerden 15’inin tutuklanmasına, 11’i hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vermişti.
Soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen diğer 12 kişinin yakalanması için çalışmaların devam ettiği öğrenildi.
Soruşturma dosyasına göre, şüphelilerin Mossad adına Türkiye’de ikamet eden yabancı uyruklu kişilere yönelik keşif, takip, darp ve adam kaçırma gibi işler yapmayı amaçladıkları, bunun için sosyal medya üzerinden irtibat kurdukları, bazı kişilerin bilgilerine ulaştıkları ve bu bilgileri Mossad yetkililerine ilettikleri belirlenmişti.
Soruşturma dosyasında ayrıca, şüphelilerin Türkiye’de faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşları, basın yayın organları, siyasi partiler, kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili bilgi topladıkları, bu kurum ve kuruluşlara sızma girişimlerinde bulundukları, Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit eden terör örgütleriyle irtibat kurdukları ve bu örgütleri destekledikleri de iddia edilmişti.
Soruşturma dosyasında, şüphelilerin Türkiye’de ikamet eden yabancı uyruklulara yönelik casusluk faaliyetlerinin, İsrail’in Türkiye’ye karşı yürüttüğü "psikolojik savaş"ın bir parçası olduğu, bu faaliyetlerin Türkiye’nin milli birlik ve beraberliğine, iç ve dış güvenliğine, siyasi ve ekonomik çıkarlarına zarar vermek amacıyla yapıldığı da ifade edilmişti.
Yorumlar
0 yorum